Fıtrat Nedir? Dinimiz İslam’da Fıtrat ve Hayatımıza Yansıması
İzmir’de yaşıyorum, yani günlük yaşamımın büyük kısmı vapurda, sahilde, bir kafede, bir arkadaş ortamında geçiyor. Tabii, bir de ara ara kafamda beliren sorular… “Fıtrat nedir?” Mesela, geçen gün arkadaşlarımın arasında şöyle bir diyalog geçiyordu:
Arkadaş 1: “Abi, bak vallahi bu işler böyle gitmez. Kendimizi kaybettik, fıtrattan sapıyoruz!”
Arkadaş 2: “Fıtrat mı? O da ne abi, bir şey mi içiyorsun?”
Ben: “Fıtrat dediğin insanın doğası, ya!”
Arkadaş 1: “Eee, ne yani? Doğamıza aykırı mı hareket ettik? Fıtratımız bozulduysa, onu düzeltmek için bir meditasyon falan mı yapalım?”
Ben: “Haa, yok ya, fıtrat dediğin, insanın yaratılışındaki esas özellik. Yani, aslında hayatın temelini anlaman için gereken şey!”
Şimdi, “Fıtrat nedir?” sorusu gerçekten de herkesin kafasında bir yerlerde dönüp duruyor ama bir o kadar da unutuluyor. O yüzden, biraz da mizahi bir dille bu fıtrat meselesini anlamaya çalışalım.
Fıtrat Nedir, Neden Önemli?
Fıtrat, kelime anlamıyla “yaratılış, doğa” demek. İslam’da fıtrat, insanın Allah tarafından yaratılmış olan doğasını ifade eder. Yani, aslında hepimizde var olan, içsel olarak sahip olduğumuz bir özellik bu. İslam’a göre, insan doğası saf ve temizdir. Ancak biz, çevremizden ve yaşadığımız dünyadan etkilendikçe bu fıtratımızın üzerine çeşitli katmanlar eklenir. Örneğin, yediğimiz yemekler, izlediğimiz diziler, hatta günlük yaptığımız küçük yalanlar, fıtratımıza olan etkimizi gösterir. Ama mesele şu ki, fıtratımızı anlamadan, o saf, temiz haliyle bulmadan gerçekten kim olduğumuzu keşfetmemiz zorlaşır. Bunu düşünürken bazen aklımda bir soru beliriyor: “Fıtratımı bulmaya çalışırken, acaba bir noktada kayboluyor muyum?” Hani, bir an için evde kaybolan telefonum gibi… Kafayı yiyeceğim!
Fıtrat ve Günlük Hayat: Temizlik, Dürüstlük ve Diğer İhtiyaçlar
İslam’da fıtrat dediğimizde, genelde içsel temizlik ve dürüstlük gibi ilkeler ön plana çıkıyor. Geçen hafta bir arkadaşım beni kahve içmeye davet etti. Hani, meşhur o tatlı İzmir kahvelerinden! Ama ben, normalde içmiyorum kahve. “İyi, hayırlı bir şey olacak bu, ben buna ‘fıtratımı test edeceğim’ diyorum!” dedim içimden. Kahve içerken, baktım ki sadece birkaç yudum aldım, ardından müthiş bir mide ağrısı başladı. Şöyle düşündüm: “Yahu, belki de fıtratım buna uygun değil!” Yani demek istediğim şu: bazen biz, dışarıdan gelen etkilerle fıtratımıza ters şeyler yapabiliyoruz. Oysa İslam, bizi doğamızda en iyi haliyle var olmaya davet ediyor. Bu, her şeyde dengeyi bulmamız gerektiğini anlatıyor. Kısacası, bazen kabul etmek gerek: “Beni kahveyle bir tutma, fıtratım bu!”
Fıtratımızı Sorgulamak: Kendi İçimizdeki Arayış
Hepimiz, hayatın koşuşturmacasında kaybolmuşken, fıtratımızı nasıl bulacağız diye bazen düşünüyoruz. “Şu an ne yapıyorum? Bu gerçekten benim yapmak istediğim şey mi?” soruları kafa karıştırıcı olabilir. Mesela, ben akşamları blog yazarken, “Vallahi mi?” dediğim zamanlar oluyor. Yani, yorgunluktan insan kendi içini sorgulamadan duramıyor. “Hayat, fıtratımıza uygun mu?” diye sormadan edemiyorum. Herkes, bir noktada hayatının anlamını aramaya başlar, değil mi? Bu, fıtratla ilgisi olan bir şey. Fıtrat, bize aslında kim olduğumuzu ve ne yapmamız gerektiğini anlatıyor. Ancak bu arayış, bazen biraz karışabiliyor. Benim gibi birinin sabahları “Fıtratım bana kahve istemedi!” diyerek kendini ifade etmesi, aslında basit bir örnek gibi görünse de, insanın içsel bir yolculuk yaptığının göstergesidir.
Fıtrat ve Toplum: Gelişen Dünya, Değişen İhtiyaçlar
İzmir’de gündelik yaşamı gözlemlerken, bazen etrafımda o kadar farklı insan türü görüyorum ki… Mesela, birkaç hafta önce bir arkadaşım bana sosyal medya paylaşımlarının “fıtratımıza uygun” olmadığını söyledi. “Fıtratımıza uygun değil, çünkü o kadar yapay bir dünya var ki!” dedi. Evet, belki de o kadar doğru! Çünkü bugün yaşadığımız toplumsal yapı, fıtratımızla ne kadar örtüşüyor? Ya da fıtratımız, teknolojinin ve modern dünyanın bize sunduğu her şeyle ne kadar uyum içinde? Belki de, birçoğumuz bu “yapay” dünyanın içinde kayboluyoruz. Ama işte fıtratımız, bizi bu yapay dünyadan çıkarmaya çalışıyor. Belki de tüm bu karmaşada, içsel dinginliği bulmamız gerekiyor. Fıtrat, bize içsel huzuru hatırlatıyor. Tıpkı sabahları saat 6:30’da güneşin doğuşunu izlerken, “Böyle bir şeyin fıtratla ne ilgisi olabilir?” diye düşünmek gibi. Ama yine de insan olarak, hepimiz bazen kafamız karışıyor.
Sonuçta: Fıtratımızla Barışık Olmak
Sonuçta, fıtratımız bizim doğamız, içsel gerçekliğimiz. İslam, bizi bu doğaya uygun yaşamaya çağırıyor. Ancak bu fıtrat, sadece teorik bir kavram değil; yaşamın her anında var olan bir şey. Bazen, günlük hayatta karşılaştığımız durumlar, bu doğamızla ne kadar uyum içinde olduğumuzu sorgulatıyor. Belki de fıtratımızı keşfetmek, her gün küçük seçimler yaparak kendimize dönmekle ilgili. Yani, kendini kaybedip kaybolmamak tamamen bizim seçimlerimize bağlı. Tabii, bazen de bir yudum kahve alıp, fıtratımızı sorgulamak! Ne de olsa, hayatta her şey denge meselesi, değil mi?