Kelimenin Gözyaşı: Edebiyatın Işığında Göz Kuruluğu ve Vitamin Eksikliği
Bir edebiyatçının gözünde her kelime bir damladır; anlam, duygunun yüzeyinde parlayan bir ışıltı gibi parlar. Göz, yalnızca görmenin değil, anlatmanın da penceresidir. Bu yüzden, bir göz kuruduğunda yalnızca biyolojik bir eksiklik değil, aynı zamanda bir anlatıdaki sessizlik de baş gösterir. “Hangi vitamin eksikliği göz kuruluğu yapar?” sorusu, tıp biliminin ötesinde bir çağrışım taşır — sanki insanın içsel ışıltısının eksilmesini, ruhun penceresinin buğulanmasını anlatır.
Edebiyatın Bedenle Kurduğu Diyalog
Edebiyat, bedenin metaforik diliyle konuşur. Göz, birçok romanda ve şiirde ruhun aynası olarak betimlenmiştir. Dostoyevski’nin karakterleri gözleriyle itiraf eder, Proust’un satırlarında bir bakış bir ömrü değiştirir, Orhan Pamuk’un kahramanlarıysa bakışlarının içinde zamanın ağırlığını taşır.
Fakat bir gözün kuruması — işte orada bir sessizlik vardır. Gözyaşının çekilmesi, anlatının susması gibidir. Tıpkı bir roman karakterinin iç dünyasının çoraklaşması gibi. Bu durumda A vitamini eksikliği, yalnızca tıbbi bir durum değil, bir anlam eksilmesidir. Çünkü A vitamini, göz yüzeyini koruyan, görmeyi ve canlılığı sürdüren bir “hayat metaforu” gibidir. Eksikliğinde göz kurur; tıpkı ilhamsız bir yazarın kelimelerinin kuruması gibi.
A Vitamini Eksikliği: Görmenin Şiirinden Kopmak
A vitamini, edebi anlamda “görme kudreti”nin simgesi olarak düşünülebilir. Görmek, edebiyatta sadece gözle değil, kalple gerçekleşir. Bir yazarın dünyayı algılayabilmesi için hem dışsal ışığa hem de içsel sezgiye ihtiyacı vardır.
A vitamini eksikliğinde retinanın yapısı zayıflar, göz yüzeyi kurur ve kişi karanlıkta görme yetisini kaybeder. Bu, edebi bir dille “içsel geceye düşmek” gibidir. Borges’in körlüğü, bu durumun en derin edebi sembollerinden biridir. Körlük, onda bir eksiklik değil, bir dönüşümdür; gözün sustuğu yerde kelimenin sesi yükselir.
Belki de A vitamini eksikliği, sadece gözyaşını değil, kelimenin akışını da etkiler. Çünkü anlatı, duyuların sağlıklı işlemesiyle başlar. Kuruyan bir göz, aslında duyunun inceldiği, algının yavaşladığı bir dünyaya işaret eder.
Edebiyatta Kuruluk ve Sessizlik Teması
Edebiyat tarihinde “kuruluk” sıkça bir metafor olarak karşımıza çıkar. T.S. Eliot’ın The Waste Land’inde toprak kurur, insanın ruhu da onunla birlikte çatlar. Bu çoraklık, duygusal tükenişin, anlamın yitimine dönüşür. Göz kuruluğu da benzer bir içsel kuraklıkla ilişkilendirilebilir.
Bir karakter ağlayamıyorsa, aslında duygusunu kaybetmiştir. Gözyaşı, insanın hem biyolojik hem de ruhsal arınmasıdır. Göz yaşı bezleri A vitaminine bağlı olarak çalışır; yani insanın duygusal ifadesi bile bir besinle, bir dengeyle ilişkilidir. Edebiyat da böyledir: kelimelerin besini duygudur. Duygu eksildiğinde, metin kurur, anlam donar.
Bir Yazarın Gözünden Görmek
Bir yazarın gözleri, yalnızca dünyayı değil, insanın içini de görür. Bu yüzden “göz kuruluğu” edebi bir varoluş krizine dönüşebilir. Duygusuzluk, hissizlik, ilhamsızlık — hepsi, zihinsel bir vitamin eksikliğini andırır.
A vitamini eksikliğini telafi etmek, bedeni olduğu kadar ruhu da yeniden canlandırır. Tıpkı bir yazarın yeniden okumaya, izlemeye, hissetmeye başlaması gibi. Çünkü edebiyat, sürekli beslenmeyi gerektiren bir organizmadır. Her metin, bir öncekinin gözyaşından doğar.
Bir edebiyatçı için görmek, sadece fiziksel bir eylem değildir; bir anlamı fark etmektir. Eğer göz kuruyorsa, belki de bakışlarımız artık yüzeyde kalıyordur. Belki de görmeyi değil, sadece izlemeyi öğrenmişizdir.
Sonuç: Gözün Besini, Anlamın Işığı
Sonuç olarak, A vitamini eksikliği göz kuruluğunun temel nedenidir. Ancak edebiyatın aynasında bu durum, insanın iç dünyasında yaşanan bir “anlam kurumasına” karşılık gelir. Göz, yalnızca bedensel bir organ değil, anlatının merkezidir. Kuruyan her göz, susan bir hikâyedir.
Peki siz hiç düşündünüz mü? Hangi eksiklikler sizin bakışınızı bulanıklaştırıyor? Hangi duygularınız yetersiz beslendiği için kelimeleriniz kuruyor?
Yorumlarda paylaşın: Sizce “görme”yi yeniden kazanmak için hangi içsel vitaminlere ihtiyacımız var?